-  Kurumsal  -  Reklam  -  İletişim 25 Nisan 2024 Perşembe
       Güncel  -   Siyaset  -   İlçeler  -   Eğitim  -   Güncel  -   Magazin  -   Spor  -   Sağlık  -   Diğer  -   Kültür Sanat  -  
 
      
 
Başlıksız Belge
   Elini taşın altına sokmak 22.05.2020
Süleyman Çelebi  /  Çeşni
 Yazarın Diğer Yazıları
 Emanet ne demektir?
 ÇEŞNİ
 Bitmeyen bir savaştayız
 Değerli dostlar,
 Eleştirine kendine yap
 Düşünebilmek ne büyük nimet
 Namazın geldiği durum
  Akıl, kalp ve cinsiyet sıralamasının bir anlamı olmalı
  Türküm demekle olmaz
 Camilerin ve din görevlilerinin de haftası olur mu?
 Derdimi nasıl anlatmam lazım?
 CHP’nin gen haritası
 Kraliçenin ölümü ve düşündüklerim
 Beyni yakan sorular
  Af etme ve af dileme;
 Besmelesiz geçen ömürler
 Örnek Müslümanlık
 İnsan olmak...
 İnsan ne işe yarar?
  Kur’an-ı Kerim’de azgınlık tanımları
 Kurban Keserek Kurban Olabilmek
 Kazanma ve harcama ayarlarımızı yenilemek
 Hayrı hatırlayıp, kötülükten sakınma
 Bir Türlü Tanıyamadığımız Kitabımız
 Çoğaltılacaklarımız ve Azaltacaklarımız Var
 Müslüman mıyız?
 Müslüman mıyız?
 Sırtındaki Yükleri At, Mutlu Ol Kardeşim!..
 İlimizin gururu Şehit Talha Bahadır
 Kalbi öldüren 10 şey...
 Aldatan ve hile yapan neyi kazanır?
 Ramazan ve Oruç
 İnfak inancımız ve kültürümüz
 RAMAZANA HAZIRLIK
 Bir Ömer Fitoz geçti buradan
 Trenle dünya yolculuğuna çıkmak
 Aşağılık kompleksine yeniliyoruz
 Beton atma, insan dik!
 Örnek Müslüman ve günümüz
 Kamu malını koruma emanete riayat
 Hasat zamanı öderiz
 RIZIK KORKUSU
 KARMAŞIK DÜNYA GÜNDEMLERİNDE YERİMİZ.
 KARMAŞIK DÜNYA GÜNDEMLERİNDE YERİMİZ.
 ERİYEN TOPLUMUMUZUN FİŞİNİ TAKMAK ZORUNDAYIZ
 DÜNYA BİR YIL DAHA YAŞLANDI:
 Beyhude Enerji İsrafı
 Dede Dünden Biraz Anlatsana (3)
 Dede Dünden Biraz Anlatsana (2)
 Dede Dünden Biraz Anlatsana (1)
 Güzelliğini Beğenmeyene Güzelleşme Seansları
 Lades, 1 Nisan ve Vahşi Avrupa
  Gezi Anıları
 Diyelim Ki Öldük
 Dilin Afetleri
 Camiler ve Din Görevlileri Haftası
 Devlet Her Şeyimi Karşılasın
 İnsan Bu; Su Misali
 Namaz Kılanı Nasıl Tanırız?
 Bitmeyen Sığınmacılar Tartışması
 Gençlerimize Vermediklerimiz
 Afganistan’ın Ağıtları Bitmiyor
 Her Şeye Karşı Vefa Borcu
 Yabancı Düşmanlığı, Muhtaçlara İmdat Olmak
 Bunca Hain Nerden Çıkıyor?
 Dünyanın Kenesi Olanlar
 Bayram ve Sıla-i Rahim
 Hatıralar Ne Kadar Önemli?
 Sebiller ve Su Kuyusu
 Çevremize Duyarlılık
 Müslümanlık ve Dürüstlük
 Akıl ve Akl-ı Selim Farkı
 Seyahat ve Medenilik
 Sahi Zekamızı İsraf Etmesek
 Zamanın Önemi
 İsrail Akıttığın Kanda Boğulasın
 Ramazan’ın Can Damarı
 İnfak Ayı Ramazan
 İnanç ve İmanın Önemi
 Ramazan Ayı
 Yandık Ya Allah
 Zayıflayan Değerlerimizden Cömertlik
 Her Şeye Karşı Vefa Borcu
 İkna Edilmiş Irgatlar
 MİLLET DARBEYLE SAVAŞI ÖĞRENDİ
 Doyumsuzlaşan insanlık
 Suriye anıları
 Mahrumiyetini çektiğimiz dostluk
 Hayat bir aksi sedadır
 Emekli oldun, artık öl...
 24 saatte kaç şükür gerek?
 Teknoloji tüm mahremiyetleri deşifre etti
 2021’den beklentilerimiz
 İman ve ikna
 Allah’ın rızası
 Yok olmamak için direniyoruz
 İnsansız dünya ve Kapitalizm
 Huzur vadeden ideolojileri çökerttik
 Öğretmenler sistemi kilitledi
 Akıl tutulması mı, akıl kilitlenmesi mi?
 Camilerden mahrumiyeti hissetmek
 Allah’ı dost edinmek
 Merhamet teşkilatı ve hayri STK’lar
 İmam Hatipler niçin var?
 Acaba dinimiz mi bizi mağdur ediyor?
 Katledilen Camilerimiz
 Covid-19’un bize verdiği ağır cezalar
 Sorumluluklarımız ve oturulan koltuklar
 Ben öğretmen olsaydım
 Kritik sorular!
 Balkan gezisinden değerlendirmeler
 Balkan gezisinden değerlendirmeler
 Bir güzel yorulan kuşak
 Yoklukla ve varlıkla sınavımız
 Dumura uğrayan değerlerimiz ve Kurban
 Doğada, doğal yaşamak
 Ve Ayasofya’yı açtık
 Vefa ve nankörlük
 Ahlakı olmayanın dini olur mu?
 Necip Fazıl’dan nasihatler
 Ayasofya ve cuma namazları
 Dünyayı akıllı hale getiren insan!
 Makam ve Mevkilere sığınmak
 Unutursan hatırlatırlar
  Elini taşın altına sokmak
 Dürüstlük kimden başlamalı?
 Ahlaksızlıklar ahlak yerine geçince
 Bir nefese bin şükür
 Hayatı anlamak
 Beterin beteri var
 Allah ıslah etsin hastaları
 Ya Rabbi Şükür
 Dünyanın tek gündemi Koronavirüs
 COVİD -19 / CORONAVİRÜS
 Ey Ahali Diye Bağırası Geliyor İnsanın
 OSMANLI TOKATI ve TÜRKLER
 MANEVİYAT TRENDİMİZ VE ÜÇ AYLAR
 YOĞUNLUKTAN BİRŞEY GÖREMİYORUZ
 30 AK PARTİLİYLE HASBİHAL
 HOYRATÇA KENDİMİZİ TÜKETİYORUZ
 DOLMUŞA BİNMEK
 İNANÇSIZLIK TAKINTISI
 26 İLME YÖNELME
 26.Bizde Arap Kaymakam, Libya’da Türk Başbakan; Sadullah Koloğlu
 24. YENİ YILIMIZ KUTLU OLSUN MU?
  ALLAH İÇİN YAPTIKLARIMIZA BİR BAKALIM
 ÜMİTLER BİTTİ Mİ YANİ?
 ERİTTİĞİMİZ DEĞERLERİMİZ
 20. İKNA ET, YÖNET, KULLAN
 SAÇMALIKLARLA MUTLU OLMAK
 MİLLİ AĞAÇLANDIRMA GÜNÜ
  DÜNYAYA GÜNDEM OLAN MİLLETİMİZ
 Makineleşen insan, robotik toplum
 BİNLERCE MAZERETİ KENARA KOYUP, YA ALLAH DEMEK
 ATEŞ BÖLGESİNDEYİZ
 DİN GÖREVLİLERİ VE CAMİLER HAFTASI
  OKULLARIMIZDA İMAM HATİP FARKI
 SUDAN PARA ALINIR MI?
 MERKEZ CAMİSİNDE İLGİNÇ BİR HATIRA
  UNUTKANLIK VE 17 AĞUSTOS
 TOPLUMUN DİNAMİKLERİ
 İNİSİYATİF ALABİLEN BÜROKRAT
 LİYAKAT VE KALİTE
 ÖNCE KENDİNDİMİZE BAKSAK
 NASIL ANLATSAM, KIVRANIYORUM
 TEKNOLOJİ VE DİRİLİŞ İMAM HATİP LİSESİ
 BİSMİLLAH İLE
 

Zamanımızda her şey çok hızlı değişiyor. Elli yıllık bir ömürde, kullandığımız evlerin şekli ve kalitesi, eşyalarımızın, bindiğimiz araçlarımızın, ev konforumuzun, giysilerimiz, arkadaş çevremiz, sosyal statümüz, becerilerimiz, teknolojimiz, hatta ahlakımız, daha ilerisi dini inanç ve yaşantımıza kadar her şey çok hızlı değişiyor.

Bu değişim hayır mıdır şer midir diye de kimse işin bu tarafıyla ilgilenmez duruma da gelmedik değil. Yararlı değişimler elbette olmalı da, zararlı olan değişimler bizim sonumuzu  hazırlıyor farkındaysak tabi ki.

Eskiden inancımızdan gelen ne güzel sorumluluklarımız vardı. “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” hadisi şerifi bizi sürekli üretmeye, her gün yeni bir şeyleri ortaya koymaya sevk ederdi. “Her biriniz çobansınız ve sorumluluğunuz altında bulunandan mesulsünüz” buyruğu bize ne kadar ağır bir sorumluluk yüklemişti. Bu sorumluluğun altında kalmamak için ne ağır yüklerin altına girerdik. Arkamızda birilerinin varlığına bile bakmazdık.  “O bizim görevimiz” diyerek köyün yollarını onarımdan, komşunun çocuğunun derslerinden, yolda taşkınlık yapan çocukların terbiyesinden kısaca çevremizde her olup bitenden mesuldük. 

Bu mesuliyet halkımıza İmam Hatip okullarını, camileri, Kuran Kurslarını, fakir fukaraya yardım etmeyi ve daha nice hayri hizmetlerin öncülüğüne bizi zorluyordu. Sivil toplum örgütleri ile bu işler amatör ama çok daha düzenli idi. Sorumluluğunu yerine getirmeyen insanlar toplumda yer bulamaz, hatta cezalandırılırdı.

IV. Murad’la ilgili şöyle bir hikaye anlatılır. Sultan döneminde tütün, içki, keyif verici madde yasağı koyar, yasağa uymayanları şiddetle cezalandırır. Bu günkü Üsküdar civarında bir kahvehanede tütün vs. içildiğini istihbarat alır. Derviş kılığına girip buraya gider.
Selam verir, oturur. Kahveci yanına gelip, “Baba kahve içer misiniz? Der.
Padişah evet der. Kahveci, tütün içer misin? Padişah içmem.

Kahveci şüphelenir, tütün içmiyorsa ne işi var burada? Padişahın tebdili kıyafet dolaştığı haberleri var ortalıkta. Eli titreyerek kahveyi götürür ve sorar, İsminiz nedir? Murad. Kahveci, isimde sultanda var mı? Padişah, elbette var deyince kahvecinin benzi atar ve titremeye başlar. Padişahım öyleyse buyurun cenaze namazına der, olduğu yere yığılır. IV. Murad bu lafa çok güler ve kahveciyi bir defalığına affeder.  Eskiden ciddi bir kontrol, takip, iş sorumluluğunu yerine getirme arzusu ve denetimi vardı.

Bugün çıkarsız işe kimse bakmıyor. Önce almayı, sonra lütfederse vermeyi şahsımıza kriter koyduk. Asalaklık maharet kabul ediliyor. Çalışmadan kazanma, sorumluluktan kaçmak, ben değil başkası yapsın bakışı toplumumuzu İslam toplumu olmaktan uzaklaştırıyor.

Bir hikaye daha nakledip sonlandırmak istiyorum diyeceklerimi. Bir gün Sultan sarayın önünde herkesin geçtiği işlek yola büyükçe bir taş koyar ve saraydan izlemeye başlar. Bir süre sonra Vezir geçerken taşı görür ve “Bir kadro ihdas edelim de bu yollardaki taşları kaldırsın” der. Daha sonra  Asker gelir, taşı kaldırma yerine “vezirle görüşüp böyle yollara taşları bırakanlara ne ceza vereyim” diye söylenir.

Ardından başkaları gelir, her gelen aynı mantıkla söylenip geçer. Sonra sarayın dalkavuğu gelir. Tam fırsat der. Bana iyi malzeme çıkmış. Sorunu büyütür, abartır, hatta konuyla ilgili bir şiir yazarak padişaha şirin görünme gayretine girer. Zaten bütün dalkavuklar, sorun ve kaoslardan beslenirler. Hiç emek vermez, sorumluluk almaz, sadece yorum yapar, kara tablolar çizer, insanların içini karartırlar. 

Sonra bir köylü vatandaş gelir. Taşı görünce bunu kaldırmanın sadaka olduğunu aklına gelir, küfesini yere koyar ve taşı zorla iteleyerek yol kenarına bırakır. Ama taşın altından bir altın kesesi, üzerinde de ”Bu taşın altına elini sokmayı becerebilenlerin ödülüdür” notunu görür. Sevinerek oradan ayrılırken hem Allah katında, hem sultan katında değer kazanırken, iyi de bir hediye sahibi olur.

Günümüzde geçtiğimiz yollarda bir değil, onlarca taşlar var. Ama biz o taşları görmezden gelip, üstünden atlıyoruz, yanından geçiyoruz, hatta ayaklarımıza çarpıyorlar yine de görmüyoruz, bir sorumluluk da almıyoruz. O köylü bir kültüre sahipti, onun gereğini yaparak takdir kazandı. Bizim bu taşlı ortamda nerede konumlanacağımız önemlidir. Kimse olmasa bile biz Allah’ın verdiği sorumluluğumuzun gereğini her halükarda yerine getirmeliyiz. Çevremizde yaşam  sevincinizi, gayretlerimizi, fedakarlıklarımızı emen, asalak insanlardan uzak durunuz. Onların sorumsuzluğu bizi de tembelliğe ulaştırır.

Toplumdaki menfi gelişmeler kendiliğinden duracak değildir. Sorumluluk alıp taşı yerinden oynatma riski ve becerisi olanlar, altın kesesini bulacaktır. Allah kendimize gelmemizi nasip etsin. Bu ramazanda kabul olunan dualarımızdan olsun inşallah. 

      Köşe Yazarları

Ayhan Polat
Kalemin Gölgesi

‘Ahde Vefa Gecesi’nden alnımızın akıyla çıktık
İdris Durmuş


GÜNDEM SU
Süleyman Çelebi
Çeşni

Emanet ne demektir?

Copyright © 1995 - 2024
       Güncel  -   Siyaset  -   İlçeler  -   Eğitim  -   Güncel  -   Magazin  -   Spor  -   Sağlık  -   Diğer  -   Kültür Sanat  -  

Yalova Haber  -  Çiftlikköy Haber  -  Çınarcık Haber
 
Bu sitede yer alan tüm metin, resim ve içeriğin hakları www.ciftlikkoy.com.tr'a aittir. Haber, yazı ve fotoğraflar hiç bir şekilde kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz. Kullanılması halinde yasal işlem başlatılır!