Süleyman Çelebi / Çeşni |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yazarın Diğer Yazıları |
|
Emanet ne demektir? |
|
|
ÇEŞNİ |
|
|
Bitmeyen bir savaştayız |
|
|
Değerli dostlar, |
|
|
Eleştirine kendine yap |
|
|
Düşünebilmek ne büyük nimet |
|
|
Namazın geldiği durum |
|
|
Akıl, kalp ve cinsiyet sıralamasının bir anlamı olmalı |
|
|
Türküm demekle olmaz |
|
|
Camilerin ve din görevlilerinin de haftası olur mu? |
|
|
Derdimi nasıl anlatmam lazım? |
|
|
CHP’nin gen haritası |
|
|
Kraliçenin ölümü ve düşündüklerim |
|
|
Beyni yakan sorular |
|
|
Af etme ve af dileme; |
|
|
Besmelesiz geçen ömürler |
|
|
Örnek Müslümanlık |
|
|
İnsan olmak... |
|
|
İnsan ne işe yarar? |
|
|
Kur’an-ı Kerim’de azgınlık tanımları |
|
|
Kurban Keserek Kurban Olabilmek |
|
|
Kazanma ve harcama ayarlarımızı yenilemek |
|
|
Hayrı hatırlayıp, kötülükten sakınma |
|
|
Bir Türlü Tanıyamadığımız Kitabımız |
|
|
Çoğaltılacaklarımız ve Azaltacaklarımız Var |
|
|
Müslüman mıyız? |
|
|
Müslüman mıyız? |
|
|
Sırtındaki Yükleri At, Mutlu Ol Kardeşim!.. |
|
|
İlimizin gururu Şehit Talha Bahadır |
|
|
Kalbi öldüren 10 şey... |
|
|
Aldatan ve hile yapan neyi kazanır? |
|
|
Ramazan ve Oruç |
|
|
İnfak inancımız ve kültürümüz |
|
|
RAMAZANA HAZIRLIK |
|
|
Bir Ömer Fitoz geçti buradan |
|
|
Trenle dünya yolculuğuna çıkmak |
|
|
Aşağılık kompleksine yeniliyoruz |
|
|
Beton atma, insan dik! |
|
|
Örnek Müslüman ve günümüz |
|
|
Kamu malını koruma emanete riayat |
|
|
Hasat zamanı öderiz |
|
|
RIZIK KORKUSU |
|
|
KARMAŞIK DÜNYA GÜNDEMLERİNDE YERİMİZ. |
|
|
KARMAŞIK DÜNYA GÜNDEMLERİNDE YERİMİZ. |
|
|
ERİYEN TOPLUMUMUZUN FİŞİNİ TAKMAK ZORUNDAYIZ |
|
|
DÜNYA BİR YIL DAHA YAŞLANDI: |
|
|
Beyhude Enerji İsrafı |
|
|
Dede Dünden Biraz Anlatsana (3) |
|
|
Dede Dünden Biraz Anlatsana (2) |
|
|
Dede Dünden Biraz Anlatsana (1) |
|
|
Güzelliğini Beğenmeyene Güzelleşme Seansları |
|
|
Lades, 1 Nisan ve Vahşi Avrupa |
|
|
Gezi Anıları |
|
|
Diyelim Ki Öldük |
|
|
Dilin Afetleri |
|
|
Camiler ve Din Görevlileri Haftası |
|
|
Devlet Her Şeyimi Karşılasın |
|
|
İnsan Bu; Su Misali |
|
|
Namaz Kılanı Nasıl Tanırız? |
|
|
Bitmeyen Sığınmacılar Tartışması |
|
|
Gençlerimize Vermediklerimiz |
|
|
Afganistan’ın Ağıtları Bitmiyor |
|
|
Her Şeye Karşı Vefa Borcu |
|
|
Yabancı Düşmanlığı, Muhtaçlara İmdat Olmak |
|
|
Bunca Hain Nerden Çıkıyor? |
|
|
Dünyanın Kenesi Olanlar |
|
|
Bayram ve Sıla-i Rahim |
|
|
Hatıralar Ne Kadar Önemli? |
|
|
Sebiller ve Su Kuyusu |
|
|
Çevremize Duyarlılık |
|
|
Müslümanlık ve Dürüstlük |
|
|
Akıl ve Akl-ı Selim Farkı |
|
|
Seyahat ve Medenilik |
|
|
Sahi Zekamızı İsraf Etmesek |
|
|
Zamanın Önemi |
|
|
İsrail Akıttığın Kanda Boğulasın |
|
|
Ramazan’ın Can Damarı |
|
|
İnfak Ayı Ramazan |
|
|
İnanç ve İmanın Önemi |
|
|
Ramazan Ayı |
|
|
Yandık Ya Allah |
|
|
Zayıflayan Değerlerimizden Cömertlik |
|
|
Her Şeye Karşı Vefa Borcu |
|
|
İkna Edilmiş Irgatlar |
|
|
MİLLET DARBEYLE SAVAŞI ÖĞRENDİ |
|
|
Doyumsuzlaşan insanlık |
|
|
Suriye anıları |
|
|
Mahrumiyetini çektiğimiz dostluk |
|
|
Hayat bir aksi sedadır |
|
|
Emekli oldun, artık öl... |
|
|
24 saatte kaç şükür gerek? |
|
|
Teknoloji tüm mahremiyetleri deşifre etti |
|
|
2021’den beklentilerimiz |
|
|
İman ve ikna |
|
|
Allah’ın rızası |
|
|
Yok olmamak için direniyoruz |
|
|
İnsansız dünya ve Kapitalizm |
|
|
Huzur vadeden ideolojileri çökerttik |
|
|
Öğretmenler sistemi kilitledi |
|
|
Akıl tutulması mı, akıl kilitlenmesi mi? |
|
|
Camilerden mahrumiyeti hissetmek |
|
|
Allah’ı dost edinmek |
|
|
Merhamet teşkilatı ve hayri STK’lar |
|
|
İmam Hatipler niçin var? |
|
|
Acaba dinimiz mi bizi mağdur ediyor? |
|
|
Katledilen Camilerimiz |
|
|
Covid-19’un bize verdiği ağır cezalar |
|
|
Sorumluluklarımız ve oturulan koltuklar |
|
|
Ben öğretmen olsaydım |
|
|
Kritik sorular! |
|
|
Balkan gezisinden değerlendirmeler |
|
|
Balkan gezisinden değerlendirmeler |
|
|
Bir güzel yorulan kuşak |
|
|
Yoklukla ve varlıkla sınavımız |
|
|
Dumura uğrayan değerlerimiz ve Kurban |
|
|
Doğada, doğal yaşamak |
|
|
Ve Ayasofya’yı açtık |
|
|
Vefa ve nankörlük |
|
|
Ahlakı olmayanın dini olur mu? |
|
|
Necip Fazıl’dan nasihatler |
|
|
Ayasofya ve cuma namazları |
|
|
Dünyayı akıllı hale getiren insan! |
|
|
Makam ve Mevkilere sığınmak |
|
|
Unutursan hatırlatırlar |
|
|
Elini taşın altına sokmak |
|
|
Dürüstlük kimden başlamalı? |
|
|
Ahlaksızlıklar ahlak yerine geçince |
|
|
Bir nefese bin şükür |
|
|
Hayatı anlamak |
|
|
Beterin beteri var |
|
|
Allah ıslah etsin hastaları |
|
|
Ya Rabbi Şükür |
|
|
Dünyanın tek gündemi Koronavirüs |
|
|
COVİD -19 / CORONAVİRÜS |
|
|
Ey Ahali Diye Bağırası Geliyor İnsanın |
|
|
OSMANLI TOKATI ve TÜRKLER |
|
|
MANEVİYAT TRENDİMİZ VE ÜÇ AYLAR |
|
|
YOĞUNLUKTAN BİRŞEY GÖREMİYORUZ |
|
|
30 AK PARTİLİYLE HASBİHAL |
|
|
HOYRATÇA KENDİMİZİ TÜKETİYORUZ |
|
|
DOLMUŞA BİNMEK |
|
|
İNANÇSIZLIK TAKINTISI |
|
|
26 İLME YÖNELME |
|
|
26.Bizde Arap Kaymakam, Libya’da Türk Başbakan; Sadullah Koloğlu |
|
|
24. YENİ YILIMIZ KUTLU OLSUN MU? |
|
|
ALLAH İÇİN YAPTIKLARIMIZA BİR BAKALIM |
|
|
ÜMİTLER BİTTİ Mİ YANİ? |
|
|
ERİTTİĞİMİZ DEĞERLERİMİZ |
|
|
20. İKNA ET, YÖNET, KULLAN |
|
|
SAÇMALIKLARLA MUTLU OLMAK |
|
|
MİLLİ AĞAÇLANDIRMA GÜNÜ |
|
|
DÜNYAYA GÜNDEM OLAN MİLLETİMİZ |
|
|
Makineleşen insan, robotik toplum |
|
|
BİNLERCE MAZERETİ KENARA KOYUP, YA ALLAH DEMEK |
|
|
ATEŞ BÖLGESİNDEYİZ |
|
|
DİN GÖREVLİLERİ VE CAMİLER HAFTASI |
|
|
OKULLARIMIZDA İMAM HATİP FARKI |
|
|
SUDAN PARA ALINIR MI? |
|
|
MERKEZ CAMİSİNDE İLGİNÇ BİR HATIRA |
|
|
UNUTKANLIK VE 17 AĞUSTOS |
|
|
TOPLUMUN DİNAMİKLERİ |
|
|
İNİSİYATİF ALABİLEN BÜROKRAT |
|
|
LİYAKAT VE KALİTE |
|
|
ÖNCE KENDİNDİMİZE BAKSAK |
|
|
NASIL ANLATSAM, KIVRANIYORUM |
|
|
TEKNOLOJİ VE DİRİLİŞ İMAM HATİP LİSESİ |
|
|
BİSMİLLAH İLE |
|
|
|
|
|
|
|
|
Yaşadığımız asır çok bereketsiz. Teknoloji ve makineleşme her ne kadar işleri kolaylaştırsa da zamanın nasıl geçtiğinin kimse farkında değil. Kazanmak için bütün kutsal değerler, ayaklar altına yükselme merdiveni olarak alınıyor. Sürekli üretmek, sürekli tüketmek tek hedefe (Kazanma) kilitlenilmiş, etrafta olan bitenler kimseyi ilgilendirmiyor. İnsanlar kendilerine, ailelerine, akraba ve dostlarına zaman ayıramayacak kadar bir hırsla ‘kazanma’ hedefine kilitlenmiş, bu hırs uğruna her şey mübah görülebiliyor. Meşru veya gayrimeşru terimleri literatürümüzden düştü.
Aklıma gelen bir hikayeyi aktararak devam etmek isterim yazıma. Gezginin biri, bir beldeden geçerken bir adam görmüş. Bir teknenin içinde tepiniyor, ama sırtında bir yük, elinde örgü, dilinde bir mırıldanma. Dayanamamış selam verip yaklaşmış gezgin. Demiş ki, “Efendim bu tekne nedir böyle, içinde tepiniyorsun?” Adam: “Bu leğen içinde kerpiç var. Onu tepinerek çiğneyip harç yapacağım, harcı kiremit, kiremidi de satıp biraz dünyalık elde edeceğim. Geçici dünya, boş durmayalım” demiş.
Peki, elindeki iplik ne? Adam: “O koyunları kırktım, yünleri eğirip ip yapıp, çorap dokuyacağım, sonra satıp birkaç kuruş geçici dünya için bir kazanç sağlayacağım.”
Amca peki sırtındaki nedir? Adam: “O yayık, içinde yoğurt var, böyle çalışırken boşa tepinmeyeyim, sırtımdaki yayık da bu arada yağını çıkartsın, sonra satıp bu geçici dünyada kazancımı çoğaltmak isterim.” demiş.
Gezgin iyice şaşırmış, adam bir anda ne kadar çok iş beceriyor diye. Meraklı bir şekilde son sorusunu sormuş. Peki, amca ağızınla bir şeyler mırıldanıyorsun, onun hikmeti nedir?
Adam: “Evlat bir hafta sonra ödüllü hikaye anlatma yarışması var. Orada anlatacağım hikayeleri tekrarlıyorum. Yarışmayı kazanırsam iyi ödüller verilecek, Bu geçici dünyada birkaç kuruş kazanalım diye.” Demiş.
Gezgin dayanamamış demiş ki, “Amca bu geçici dünya için, aynı anda birkaç kuruş kazanmak için, bu kadar iş yapıyorsunuz. Ya bu hayat ebedi olaydı, senin halini hiç düşünemiyorum.”
Şimdi ben de bu günün insanına bakarak, bu kadar kısa zamanda bu geçici dünyada, bunca işi başarabilirken, etrafındaki koşuyu, fakiri, muhtacı, savaşları, mağduriyetleri, insanlık dramlarını, akraba, eş, çocuk ihmallerini, ibadetlerini, ahlaki ve manevi değerlerini, ferdi ve toplumsal sorumluluklarını unutan, geçici dünya hırs ve hevesi uğruna adeta intihar eden toplumumuzun gidişi bir yerde duvara toslar diye düşünüyorum.
Bir evin damının manzarası çok güzelmiş, oraya çıkanlar hayranlıkla çevreyi izlerken, damdan inmek aklına gelmiyormuş. Altta birçok insan da dama çıkmak için mücadele veriyorlarmış. Kurnazın biri, “Bu böyle beklemekle olmaz, bence bir merdiven bulalım. Sırayla merdivenden yukarıya tırmanalım. Yoksa kapının açılmasını çok bekleriz.” Demiş. Oradakilere mantıklı gelmiş bu teklif. Hemen bir merdiven temin etmişler. Teklifi yapan kişi, öncelik hakkı gereği, dama çıkmış merdivenden. Ancak yukarıda çok az yer kaldığını görünce, “Bunca adam buraya gelirse, bana da yer kalmayacak, buranın havası bozulacak” diye düşünmüş. Kimsenin çıkmaması için merdiveni dama çekmiş ve diğerlerinin çıkmasını böylece engellemiş.
Günümüzde insanımız hırsları uğruna harcamadığı, aldatmadığı, çelme takmadığı, kandırmadığı, kısaca ne kadar kişilik bozukluk özelliği varsa denemediği kalmamaktadır. Dama çıkan merdiveni çekiyor. Dama çıkıncaya kadar herkes dost, arkadaş, dava adamı, güç birliği; dama kendini attığında, artık aşağıya bile bakmadığı gibi, merdiveni de çekiyor dama. Hayret. İnsanlık, Müslümanlık, manevi değerlerimiz bu kadar mı yerle bir olur?
Sonuçta bir giyim mağazasının vitrinindeki manken her ne kadar çok güzel elbiselerle süslense de içinde cansız, ruhsuz bir plastik kalıp vardır. Burada elbisenin süslemesi, içerideki manken kalıbını değerli kılmaz. Toplumumuzdaki robotik insan tiplerinden kurtulup, ruhu olan, ruhuyla hayvanları, insanları, tabiatı, her şeyi seven, ruhuyla okşayan, makine insan modelliğinden kurtulan kişiler olma gayretimizi yitirmemeliyiz. Dünyanın akışından başımızı kaldırıp, etrafımıza bakmamız, olayları görmemiz gerekiyor. Yanlışlarla mücadele edip, doğrulara destek vermemiz gerekiyor. Bu sanal, kendimizin oluşturduğu gereksiz yoğunluklardan arınıp, bir insan olduğumuzu ve yaşadığımız dünyaya doğru yön vermemiz gerektiğinin farkında olmalıyız. Bunun da gereğini yapmalıyız.
|