Kış mevsiminde havalarda yaşanan değişimle birlikte insan metabolizmasında ve beslenme şeklinde değişikliler olmakta, genellikle yağlı ve şekerli besinlere eğilim artmakta olduğunu kaydeden Aşit, “Soğuk havanın başlaması ile birlikte yürüyüş yapmak, otobüsten erken inip yürümek gibi seçeneklerden uzaklaşıyoruz. Kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmekte, fiziksel aktivite yoğunluğunda azalma olmaktadır. Fiziksel aktivitenin az olması, gecelerin uzaması nedeni ile televizyon başında fazla zaman geçirilmesi ve besinlerin atıştırılması gibi nedenlerden dolayı vücut ağırlığında artış olabilmektedir” dedi.
Soğuk havaların kendini hissettirdiği şu günlerde yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması sağlığımızın korunması açısından önem taşıması gerekiyor. Peki nasıl beslenmeli, nelere dikkat etmeliyiz?
Öncelikle kış günlerinde hastalıklardan korunmak için güne güçlü bir kahvaltıyla başlamak gerekmekte olduğunu söyleyen Aşit,” Sıkı bir kahvaltı, aynı zamanda metabolizmayı da iyi çalışır duruma getirir. İyi bir kahvaltıyla güne başlamak, hem soğuk havalarda direncinizi koruyacak hem kilo kontrolünde size yardımcı olacak hem de metabolizma hızınızın yavaşlamasını engelleyecektir.
Dört besin grubunda bulunan çeşitli besinler en az 3 ana ve 3 ara öğünde yeterli miktarlarda alınmalıdır. Beslenmenin sık aralıklarla olması örneğin sabah kahvaltısı, öğlen yemeği, akşam yemeği ve aralara eklenecek ara öğünler ile hem kan şekeri düzeyinizin sabit kalmasını hem de ana öğünlerde çok acıkıp aşırı besin tüketimimizi engelleyecektir.
Basit karbonhidratlı gıdalar (tatlı, şeker, hamur işi, gofret, bisküvi vb) kan şekerinde ani değişiklikler yaratarak daha fazla tatlı isteğine sebep olabilir. Onların yerine kompleks karbonhidratlı gıdaları (tam tahıllı ürünler, yulaf ezmesi, kuru meyveler, kepekli bisküvi, krakerler vb) tercih ederek, hem şeker-insülin seviyesini ayarlayabilir hem de daha az yağ ve kalori almış oluruz.
Vücut direncini artırmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için kış aylarında sebze ve meyve çeşitlerinden yararlanılması gerekmektedir. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için E vitaminin iyi kaynakları olan; yeşil yapraklı sebzeler, fındık ceviz gibi yağlı tohumlar ve kuru baklagillerin yeterli miktarlarda tüketilmesi önemlidir. Savunma sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin, havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan portakal, mandalina, elma, greyfurt gibi meyvelerin tüketimi de önemlidir. Taze sıkılmış meyve sularının tüketilmesi de C vitamini ihtiyacının karşılanması bakımından önemlidir. Fakat C vitamini ısı ve ışık gibi etmenlerden kolayca etkilenen bir vitamin olduğu için taze sıkılmış meyve suları bekletilmeden içilmelidir” şeklinde konuştu.
Yağ tüketimine özellikle dikkat edilmeli, katı margarin ve tereyağından kaçınılmalı, yoğun yağlı etlerden uzaklaşılması konusunda da bilgiler veren Aşit,” Yemeklere eklenecek zeytinyağı ve diğer sıvı yağları tüketirken de miktar kontrolü yapmakta fayda vardır. Haftada iki günü geçmeyecek şekilde kırmızı et, diğer günlerde beyaz et, balık veya kuru baklagiller tercih edilmelidir. Özellikle kuru fasulye, nohut ve yeşil mercimek gibi liften zengin kuru baklagiller kış mevsiminde hareketsizlikle beraber gelen kabızlık sorunu için çözüm olabilir.
Yazın sıcaklar nedeniyle rahatlıkla içtiğimiz suyu, kışın rahatlıkla içemeyiz. Su vücudumuzdaki bütün metabolik reaksiyonların temel direğidir. Kışın su kaybımız daha az olduğu için susama hissimiz azalır, ancak su ihtiyacımızı yine de karşılamamız gerekmektedir. Kışın da su alışkanlığını devam ettirmek, vücudumuzu sağlıklı tutabilmemizin en önemli koşulları arasında yer almaktadır. Dolayısıyla kışın günde 2-2,5 litre (10-12 bardak) su tüketilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
|